Ateş Düşürücüler Keşfedilmeseydi …

Ateş Düşürücüler Keşfedilmeseydi
Ateş Düşürücüler Keşfedilmeseydi

İçindekiler

Ateş Düşürücüler Keşfedilmeseydi Ne olurdu?

Sevgili meslekdaşlarım,

Kuvvetle muhtemel, hiçbirşey olmazdı, muhtemelen bugün insan sağlığı şu ankinden 10 kat daha iyi olurdu.

SANIRIM KORKUNÇ BİR TUZAĞIN İÇİNDEYİZ

Geçen hafta yine influenza benzeri bir enfeksiyon geçirdim Cumartesi akşamı dökülüyordum. Üşüme titreme bel sırt ağrısı baş ağrısı. Yine inat ettim hiç ateş düşürücü, ağrı kesici almadım. 24 Saat sonunda öksürük dışında hiçbir semptomum kalmadı. 4. gün öksürüğüm de %80 azalmış durumda. Bu benim 2. tecrübem, sonuç hep aynı, adeta mucize. Hep şikayet ederiz ya bu gripler de çok uzuyor, öksürükler haftalarca geçmiyor. Neden acaba?

Pişmiş aşa soğuk su katıyoruz da ondan, enflamasyon çorbasına dönmüş kanımızı soğutuyoruz, dünyanın en güçlü ve doğal antimikrobiyali olan Ateşi-kırıklığı baskılıyoruz da ondan,  neden çünkü 100 yıl önce BAYER beynimizi yıkmaya başlamış, Aspirin reklamları ile (1900 başlarında afiş reklamlar, 1950’den sonra TV reklamları, google’dan bulabilirsiniz)

Size bazı sorularım var, başka birçoğunu da siz ekleyebilirsiniz

  • Influenza ve benzeri ateşli viral enfeksiyonlarda ateşi düşürülenler ile düşürülmeyenlerin iyileşme süreleri, sekonder bakteriyel enfeksiyon komplikasyon sıklıkları ile ilgili bir çalışma var mıdır, büyük ihtimalle yoktur, ya da çok ön plana çıkarılmaz.Bunu yapmaya cesaret eden olur mu etik midir? Ben tek bir çalışma duymuştum, İnfluenza’da ateşi düşürmek  mortaliteyi %1 arttırıyor diye, farelerde de Bakteriyemi de aynı şeyi duymuştum. 
  • Febril konvülzyon zannettiğimiz şey henüz sinir sistemi tam gelişmemiş olan çocuk yaş grubunda bizdeki üşüme titremenin halsizliğin biraz aşırı bir hali olamaz mı acaba? Hem de hiçbir sekel bırakmadığı halde neden hala korkuyoruz, ateşi düşürülen ve düşürülmeyenlerin Febril konvüzyon sıklığını biliyor muyuz?Peki yine de bu korkuyla ateşi düşürmeyi önermeyen Pediatrist olur mu, valla şu anki A kanıtlarla  cesaret edemem, acık da olsa düşürmek zorunda kalırım, çünkü birşey olursa bizi koruyacak bir kanun bir literatür yok sanırım.
  •  Beta tonsillit geçirenler acaba 10 gün Pensilin türevi almadıkları için mi ARA, ya da Nefrit oluyorlar? Ateşleri baskılandığı için mi? Ateşleri baskılanmasaydı ve antibiyotik almasalar acaba yine bu komplikasyon olur muydu? Ateşi düşürülmeyenlerde Beta kendiliğinden eradike olur muydu?Bunları kanıtlayan bir çalışma yapılabilir mi? Hayır yapılamaz, çünkü etik değil? Bir sorun olursa yandınız. 
  • Çocuğunuzu geçtim. Siz kendiniz ateşiniz olup zangır zangır üşüyüp titrediğinizde. Duşun altına girebiliyor musunuz? Yoksa çift battaniye altına girmeyi mi tercih ediyorsunuz? Hani anneannelerimizin yaptığı gibi.Bence onlara kızmayın, yavaş yavaş herşey eskiye dönüyor, yıllarca çocuğa 4-5 aylık yemek tattırmayın dedik, alerji riski aratar dedik, şimdi kongrelerde alerji hocalarımız 4-5  aydan itibaren nokta şeklinde çok az miktrada yumurta ve süt ürünleriyle erken tanışmanın alerjiyi önlediğini söylemeye başladılar. 1960’larda mamalar göklere çıkarılırken, artık tekrar anne sütüne dönüldüğü gibi.

Ama tüm bu sorulardan belki retrospekitf birşeyler çıkabilir 🙂

Sonuç olarak bildiğimiz bazı tıbbi tedavi yöntemlerinde ve kurallarında bir gariplik yok mu sizce de?

Semptomar iyileşmek içindir, ne kadar çok baskılarsanız hastalık o kadar çok uzar, yeni şikayetler çıkar, o kadar çok komplikasyon, o kadar çok korku, o kadar çok antibiyotik …
…ne kadar çok antibiyotik kullanırsa o kadar çok savaş, o kadar çok enflamasyon……o kadar çok geniz eti o kadar çok astım, ne kadar çok geniz eti o kadar çok ameliyat, ne kadar çok astım o kadar çok alerji ilacı v.s… v.s…

21. yy’da medikal tedavideki gelişmelerin kısa bir özeti

1890’larda aspirini keşfedersin, ateş düşer, insanlar hızla ayağa kalkar….??? Ancak doğal olarak daha uzun süren, daha ağır enfeksiyonlarla başa çıkmaya çalışırsın…

Hep çaresizliklerden çareler üretilir ya 1928’lerde bir mucize olur ve penisilin keşfedilir. artık enfeksiyonlara son????Sonra yıllar içinde her geçen gün biraz daha güçlüsü, biraz daha güçlüsü. Tüm vücuttaki flora’nın canına okudukça Binbir Çeşit hastalık….. Binbir Çeşit yeni ilaç seçenekleri. tabii ki tek sebep antibiyotikler demiyorum, ancak bugün mikrobiyatanın her konuda önemi bu kadar ayyuka çıkmışken en büyük sebeplerden biri olduğu kesin.

  • Otoimmun hastalıklar
  • Alerjik hastalıklar
  • Kanser
  • Kronik bağırsak hastalıkları
  • Otizm
  • Şizofreni
  • Dikkat eksikliği
  • Hiperaktivite

Her ilaç başka bir yan etki, başa bir komplikasyon……… En sonunda ilaç firmaları, sağlık kartelleri diyecekler ki?

  • İlaç firması: Senin Karaciğerin böbreğin bozulmuş…
  • İnsancıklar: Acaba neden?? aman Allahım…ne yapacağız şimdi?
  • İlaç firması:Bizim senin için güvenle ürettiğimiz organları kullanabilirsin..
  • İnsancıklar:  Acaba yeni karaciğerim Merc mi olsa, Sanofi mi, Bayer mi? duyduğuma göre en uzun ömürlüsü, en doğalı X……firmanın organlarıymış, biraz pahalı ama değer…….SGK ödüyor mu……sanmyorum.

Bence çok harika bir kurgu. Bizler de galiba okumuş maşa.

Bence 100 yıllık uykumuzdan uyanma zamanı, yoksa ölümüzden bile para kazanacak bunlar…Şimdilik etik olmayan çalışmalar yapamasak da en azından yukarıdaki bazı hipotezleri ve aklıma gelmeyen başkalarını da kanıtlayan retrospekitf çalışmalar yapabiliriz. Kendimizde ve erişkin aile bireylerinde deneyebiliriz.

Tek yapacağınız grip sizi paçavra da etse NSAİ almamak, bitki çayları, C vit , meyve-sebze, bol sıvı. İnanın çok daha kolay iyileşeceksiniz. Yıllardır tersini yapıyorsanız tabii ki bir seferde tüm ilaçlardan kurtulamayabilirsiniz, ancak sabırla denerseniz her geçen yıl biraz daha iyiyleşeceğiniz garanti.

Geçen sene 6 ay boyunca geçmeyen öksürüğümün nasıl geçtiğini de başka bir yazıda anlatırım.

Sağlıcakla kalın
Uzm. Dr. Anıl Yeşildal
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here