Çocuk Ortopedisi

Çocuk Ortopedisi
Çocuk Ortopedisi

Günümüzde çocuk ortopedisi genel ortopediden bağımsızlaşan ayrı bir ihtisas dalı haline gelmektedir ve eskiden tedavi edilemeyen doğuştan gelen veya sonradan oluşan bir çok hastalığa şifa sunmaktadır. Çocuk ve genç nüfusun genel nufüsa oranının çok yüksek olduğu ülkemizde çocuk ortopedisi nin önemi çok büyüktür.

‘Ortopedi’ nin kelime anlamı eski yunancada ‘ ortos’ düzgün ve ‘ pedos’ çocuk kelimelerinden ‘ düzgün çocuk yetiştirme demektir. 1950 lere kadar ortopedi doktorları genellikle çocukların kemik ve eklem sorunlarına bakar, kırık ve çıkık tedavisini ‘hariciyeci’ler üstlenirmiş.

Youtube tanitim 1

Çocuk Ortopedistlerinin Tedavisini Üstlendiği En Sık Görülen Hastalıklar

1- Doğuştan gelen hastalıklar:kalça çıkığı, çarpık ayak, eğri boyun, kol ve bacak eğrilikleri, parmakların birbirine yapışık olması, elde veya ayakta 6. parmak, bacak kısalığı,

2- Gelişme çağında oluşan hastalıklar: Omurga eğrilikleri, kalçada topallığa yol açan Perthes hastalığı, ‘ cam kemik ‘ hastalığı, büyüme ağrıları, raşitizm

3- Kemik ve eklemleri tutan enfeksiyon hastalıkları: osteomiyelit, septik artrit, kemik ve eklem tüberkülozu ( veremi )

4- İyi ve kötü huylu kemik tümörleri

5- Yürümeyi bozan veya engelleyen sinir sistemi ve kas hastalıkları: Çocuk felci, doğuştan omurilik felci ( spina bifida ), serebral palsi ( ‘spastik çocuk’ ), kas hastalıkları ( musküler distrofiler )

6- Kırıklar ve çıkıklar: Büyüme çağında oluşan bazı kırıklar kalıcı hatta ilerleyici sakatlıklara yol açtıkları için tercihan çocuk ortopedistleri tarafından tedavi edilmelidir.

Düztabanlık, içe basma, O-bacak, X-bacak

Ülkemizde çok önemsenen düztabanlık, içe basma, O – bacak ve X – bacak gibi sorunlar çocukların çoğunda kendiliğinden geçerler. Özel ayakkabılara, tabanlıklara, ayak jimnastiklerine ve ilaç tedavisine genellikle gerek yoktur. Bu konuda çocuk ortopedistlerinin görevi sağlıklı çocuklarda bir ile altı yaşlar arasında sık görülen hafif basma kusurları ve bacak yamukluklarını çok nadir olan kalıcı sorunlardan ayırmak ve aileye ciddi bir sorun olmadığını anlatmaktır.

Kalça Çıkığı (Gelişimsel Kalça Displazisi: GKD)

Ülkemizde çok sık görülen kalça çıkığının ( Gelişimsel Kalça Displazisi: GKD ) erken tanısı çok önemlidir. Avusturya’da 1980lerin sonunda geliştirilen kalça ultrasonografisi sayesinde birkaç dakika süren bir ultrason muayenesi ile bebekte kalça çıkığı olup olmadığı anlaşılmaktadır. GKD yaşamın ilk aylarında teşhis edilirse basit bir korse ile tedavi edilebilir. GKD teşhisi yürüme çağına kadar gecikirse gövde alçısı ve ameliyatlarla tedavi gerekir. Ailesinde kalça çıkığı olan veya bacağında hafif bir kısalık gözlenen veya bacağı yana açarken kalçadan hafif bir ses gelen bebekleri mutlaka çocuk ortopedistine göstermek gereklidir.

Aynı şekilde doğuştan çarpık ayak veya eğri boyunla doğan bebeklerin de tedavisine erken başlanırsa hızla iyileşme sağlanabilir. Bu ve benzer hastalıkların tedavisi geciktirilirse yaşam boyu sürecek ciddi sorunlar oluşur.

Parmak ucu yürümesi özellikle serebral palsili ( spastik) çocuklarda baldır kaslarının aşırı gerginliği nedeni ile oluşur. Ancak tamamen sağlıklı çocuklarda da nedeni belirsiz parmak ucu yürümesi görülebilir.

Bacak yamukluğuna yol açan “Raşitizm” iyi beslenen çocuklarda görülmeyen, tarihe karışmış bir hastalıktır. Özellikle 2-3 yaşlarındaki çocuklarda görülen ‘O bacak’ ve biraz daha büyük çocuklarda gelişen ‘X bacak’ görünümünün geçmesi için bir süre beklemek yeterlidir. D vitamini tedavisi veya ortopedik bot kullanımı gereksizdir.

Günümüzün ‘modern ‘ şehir hayatında maalesef çocukların koşup oynayabilecekleri bahçeler ve parklar çok azalmıştır. Çocuklarımız artık ‘sokağa çıkıp ‘ saatlerce oyun oynayamamaktadır. Oysa bir çocuğun serpilip gelişmesi için ‘koşup oynaması’, ‘güneş görmesi’, ‘ temiz hava alması ‘ kesinlikle gereklidir.

Sağlıklı çocuk yetiştirmek için beslenme ve aşılar kadar … önemlidir.

Sağlıklı bebekler 2-4 aylar arasında başını tutabilmeli, 4-8 aylar arasında oturabilmeli, 9-18 aylar arasında yürüyebilmelidir. Bazı bebekler ters emekler veya hiç emeklemezler, bu doğaldır ama yukarıda bahsedilen zaman dilimlerinde başını tutamayan, oturamayan veya yürüyemeyen bebeklerin mutlaka doktora gösterilmesi gereklidir.

Aşağıdaki videolarda Prof. Dr. Gazi Zorer, “Çocuklarda Merak Edilen Ortopedi Konuları” hakkında bilgiler veriyor.

 Sağlıklı Çocuğun Gelişimi

  • Doğumla beraber bebek net olarak yaklaşık 20-30 cm uzaklığı görebilir. Sınırlı olarak gözleriyle takip eder. Ani ışığa ve sese yüzün buruşturarak veya irkilerek tepki gösterir. Dokunulmaktan ve okşanmaktan hoşlanır ve sakinleşir.
  • 1. ayda bebekler kafalarını dik tutabilir, gözleriyle bir cismi takip edebilir, annesini tanımaya başlar ve mutluluk sesleri çıkarmaya başlar.
  • 3 ayda bebek yüzüstü yatırılınca direklerine dayanarak omuzlar ve başını kaldırabilir. Yan yatırılma pozisyonundan sırtüstü pozisyonuna dönebilir. Tek heceli sesler çıkarır. Sesleri dinler. Sosyal gülümseme başlar. Uykusu daha düzenli olmaya başlar. Geceleri bir veya iki kez uyanır.
  • 4. Ayda bebek destekli oturmaya başlar. Gaz sancıları azalır.
  • 6. Ayda bebek kısa süre için desteksiz oturabilir, bir cismi yakalayıp ağzına götürebilir. Ayağa kaldırılınca bacakları vücut ağırlığını taşıyabilir. Duyduğu sesleri taklit etmeye başlar. Seslere yoğun ilgi gösterir. Yabancılardan rahatsız olmaya başlar.
  • 7.ayda bebek yattığı yerde dönebilir, emekleyebilir. Bir cismi bir elden diğerine geçire bilir. Yabancılara tepki göstermeye başlar.
  • 9. ayda bebek tutunarak ayakta durmaya çalışır. Yardımla bardağını tutar. İşaret parmağını kullanmaya başlar. Hayır sözcüğünü anlar. İsmin tanır. İnsanların hareketlerinin özelliklerini anlamaya başlar.
  • 10. ayda bebek kendini yatar durumdan oturur duruma getirebilir ve başparmak ve işaret parmağını kullanarak cisimleri tutmaya başlar.
  • 12. Ayda genellikle yürüyebilir. Ayrıca 2 ile 4 kelime arasında bir kelime haznesi oluşur. Söylenenleri anlar. Olayları hatırlar. Kendisini başkalarından ayırabilir.
  • 2 yaşında koşabilir. 2-3 kelimeden oluşan kısa cümlelelr oluşturur.

Çevrenizden ‘bu çocuk zayıf’ türü eleştirileri sık işitebilirsiniz. Türk toplumu genel eğilim olarak şişmanlık ve sağlığı çocukta eş anlamda tutmaktadır. Bu kesinlikle yanlıştır. Şişman bir bebek şişman bir erişkinlik için iyi bir zemin hazırlar. Her erişkin aynı kilo ve boyda olamayacağı gibi, bebekler de aynı kilo ve boyda olmazlar. Önemli olan çocukların sağlıklı olmaları ve doktor tarafından kabul edilebilir şekilde büyüyebilmelidir.

Kazadan Koruma

Gelişmiş bir çok ülkede çocukluk çağı ölümlerinin ve sakatlıklarının bir çoğu engellenebilir kazalara bağlıdır. Bu ülkelerde çocuklar bir çok kazaya karşı yasalarla korunmuştur. Ülkemiz ne yazık ki bu açıdan çok yetersiz kalmaktadır. Kendini hiç bir seyden koruyamayan çocuk, ailesinin dikkatine ve korumasına tam anlamıyla muhtaçtır. Her türlü kaza riskini aile önceden düşünmeli ve çocuğu bu potansiyel tehlikeden korumalıdır.

Çocuk büyütürken, ilaç içme, yabancı cismin nefes borusuna kaçması (oyuncak, nazar boncuğu gibi), yanma, düşme, boğulma, ellerin kapı ve dolaplara sıkışması gibi tüm ihtimaller düşünülmeli ve bu konularda önlemler alınmalıdır. Çocuğun ulaşabileceği yerlerde ilaç, deterjan, temizlik malzemeleri, böcek zehirleri asla bulunmamalıdır. Çocuklar her şeyi tanımak için ağızlarına götürürler. Küçük parçalı oyuncaklar, ortada bulunan çerezler, bebeğin üzerine takılan göz boncukları, madeni para, düğmeler vs. çocuğun rahatlıkla nefes borusunu tıkayarak ölümüne yol açabilecek maddelerdir ve çocuğun ulaşamayacağı yerlerde tutulmalıdır.

Sıcak cisimler, ütü, sobalar, sıcak yemekler ve içecekler, elektrik prizleri çocuk için çok merak uyandıran ve çocuğun dokunmak ve keşfetmek istediği cisimlerdir. (bebekler masa örtüsünü çekerek üzerindeki sıcak yiyeceklerle de yanabilirler.)

Yüksekten düşmeye zemin hazırlayan herşey ortadan kaldırılmalıdır. Unutulan açık bir cam bebeğin sandalyeye tırmanarak düşmesi ile sonuçlana bilir. Bu örnekler çoğaltılabilir. Önemli olan ailenin tüm kaza ihtimallerini önceden düşünerek bu konuda önlem almasıdır.

Arabayla Gezerken

  • Çocuğunuzu arabanın içinde hiçbir zaman kucağınıza almayınız. Önde veya arkada oturmanız bu kuralı değiştirmez.
  • 4 yaşın altındaki çocukların arabada kendileri için hazırlanan öezl ‘çocuk koltuğu’na koyulmaları önerilmektedir. Bu koltuğu arabanın arka koltuğunun ortasına koymak ve emniyet kemeriyle arabaya bağlamak gerekir.
  • İlk 9 ay çocuk koltuğu arabanın bagaj yönüne doğru ve daha sonra arabanın önüne bakacak şekilde yerleştirilmelidir. Önemli bir nokta hem çocuk koltuğunun emniyet kemerlerinin hem de arabanın emniyet kemerlerinin çocuk kotuğu üzerinden bağlanması gerekmektedir.

Bisiklete Binerken

Çocuğunuzun kafasını koruyucu kask takmasını sağlayınız. Asla arabaların geçtiği yerde bisiklete binmesine izin vermeyiniz. (Paten yapmak da çocukların çok sevdiği bir oyundur. Bu durumda da kasklı ve arabaların geçmediği yerler seçilmelidir. )

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here