Merhaba Jülide hanım. Sorumu içtenlikle cevapladığınız için cok teşekkür ederim. Sorularınıza cevap veriyorum. 1) ben 28 yaşındayım, eşim 30. 2) evet, hamilelik hayatımdaki en güzel ve değişik dönemimdi. Fakat fazlasıyla duygusal ve alıngandım. Bir işte çalışıyordum, doğum nedeniyle izne ayrıldım. Bir çocuğa en az 3 yaşına kadar annesinin bakması gerektiğini düşünerek işten ayrıldım hala da çalışmıyorum.3) elbet kilo aldım, fakat eşim kilollarımı hiccbir zaman yüzüme vurmadı, zamanla verirsin diyordu. Eşim değil ama ben görüntüm fiziğim değiştiği için kendimi iyi hissetmiyorum. 4) eşim çocuğunu cok seviyor fakat azarlamaları bazen büyük bir çocuğu azarlar gibi oluyor. Sinirli bir yapısı olduğu için o an onu hırpalayabiliyor, gerizekalı aptal diyebiliyor, tahammül edemiyor ağlamalarına bağırmalarına. Oyunuyor, gezdiriyor, ihtiyaçlarını karşılıyor ama tahammül edemediği şeyler var. Ben ona bu konuda da güvenemiyorum, ona emanet edip gitsem onu sinirli bi anında dövmesinden korkuyorum.5)ailesiyle son derece ilgili, onlara SAYGILI, dışarıya karşı da öyle. Zaten dışarıdan gören bakan tanıyan herkes bana ne kadar şanslı olduğumu hep söyler. Ben de bu durumun farkındayım cok sükür fakat bana karşı ettiği sözleri kaldıramıyorum. Daha dün bana angutun önde gidenisin dedi. Belki bunlar ufak tefek söz dil yaraları ama ben niçin alttan alamıyorum, neden hemen ondan soğuyorum onu anlamış değilim? Sorun bende mi, onda mı? Beni cok sevdiğini hep söylüyor ama bu nasıl sevgi demekten kendimi alamıyorum. Kendisi de beni cok sev diyor, ne olur beni hep sev diyor, ama bu dilden çıkanlar kalbime saplanmasa o da olacak da olmuyor işte… şimdi benim ne yapmam lazım??