Gebelikte uyku bozuklukları uzun zamandır bilinen bir problemdir. Hatta Hipokrat’a kadar uzanır. Bu gebeliğe bağlı uyku problemleri olan kişilere “hydromel” adında baldan yapılan alkollü bir içecek vererek uyku problemlerini çözdüğü dahi anlatılır. Bu tartışma 18 yüzyılda da sürmüştür. Doğum sonrası dönemde kadınların uyumasının doğum sonrası kanamayı fark etmemesine ve ölümlerine yol açacağına dair inanışlar oluşmuş ve uykunun engellenmesi tartışılmıştır.
İçindekiler
Gebelikteki Normal Uyku Fizyolojisi
Uyku uyanıklık periyodu esas olarak hipothalamusdaki suprakiazmatik nukleus (beyinde burnumuzun üzerinde bulunan bir alan) tarafından yönetilir. Bu yapı melatonine (bir çeşit hormon) , ışık ve karanlık ortama hasasiyet gösterir.
Uykuyu Etkileyen Diğer Hormonlar
Gebelikte hızla artan östrojen ve progesteron hormonları uykuyu etkiler. Östrojenin REM uykusunu azalttığına dair kanıtlar vardır. Bir çalışmada östrojenin bunu beyindeki noradrenalin akımını artırarak yaptığı gösterilmiştir. Buna karşın farelerde preoptik alana progesteron uygulandığında uykuya eğilim oluşmuştur. Daha da ötesi yüksek dozda progesteronun hem kadın hem de erkeklerde sedasyon (sakinlik) etkisi oluşturduğu ve nonREM uyku fazını uzattığı görülmüştür. Hamile farelerde doğum öncesi dönemde uyku süresi kısalmıştır. Bu da progesteronun azalması ve östrojenin artışı ile bağlantılıdır. Tüm bunlar her iki hormonun da etkin olduğunu bunların konsantrasyonlarının bu konuda etkin olduğunu göstermektedir.
Normalde kortizol, melatonin ve prolaktin gibi hormonların da gebelik uyku düzeninde etkin olduğu gösterilmiştir.
Uterus (rahim) aktivitesi üzerindeki etkisi ile oksitosin gebeliğin her dönemindeki uykuyu etkiler. Oksitosin hormonu gece salınımı artar. Oksitosin uterusu belli süre kasar bu da annede ağrılı bir uyaran oluşturur. Hatta onu uyandırabilir. Gece salınımı artan oksitosin gece doğum oranlarının ve son dönemde gebelerin gece rahatsızlıklarının neden arttığını açıklar.
Kadınlar üzerinde yapılan çalışmalar günde 7-9 saat arasında uyuduklarını göstermiştir. Bu zamanın %80i nonREM, %20 REM fazında geçirilir. Objektif veriler gebelerin uyku boyunca polisomnografi ile takibi sonucu elde edilmiştir.
Gebelik Dönemi | Subjektif Veriler | Objektif Veriler |
İlk Trimester (1.üç ay) | Artmış total uyku süresi
Artmış gündüz uyku hali Artmış gece uykusuzluğu |
Artmış total uyku süresi
Azalmış evre 3ve4 nonREM uykusu |
İkinci Trimester (2.üç ay) | Total uyku süresinin normalleşmesi
Uyanıklık süresinin artması |
Normal uyku süresi Azalmış evre 3 ve 4 nonREM uyku süresi Azalmış REM uykusu |
Üçüncü Trimester (3.üç ay) | Azalmış total uyku süresi
Artmış uykusuzuluk Artmış gece uyanma ve uykusuzluk Artmış gün içi uyku hali |
Azalmış total uyku süresi
Artmış uykuya dalma sonrası uyanma epizotları Artmış evre 1 non REM uykusu Azalmış REM uyku süresi |
Gebelikte Uykusuzluk Nedenleri
3. trimesterde gebeler 3-5 kez ortalama uyandıklarını rapor etmişlerdir. Ayrıca ortalama gündüz şekerleme süresi 65 dakika olarak bir çalışmada bulunmuştur. Bu duruma neden olan en sık şikayetler sık idrara çıkma, sırt ağrısı, fetal hareketler, kramplar, bebek hareketleri ve mide yanmasıdır. İlk gebeliklerde kadınlar ikinci ve üçüncülere göre çok daha fazla uyku bozuklukları tariflemişlerdir.
Sık İdrar
Gebelikte artan iştah ile tüketim artmakta, sağlıklı beslenmenin en önemli şartlarından biri de bol su tüketmek olduğundan gebeler çok su içer ve sonuç olarak da çok idrara çıkarlar. Ayrıca gebelikte kan hacmi %30-50 artmıştır. Bu da böbreklere gelen kanın ve süzülen kanın artması demektir. İlerleyen gebelik haftalarında ise büyüyen rahim mesane üzerine baskı yapar. Çözüm yatmadan 2 saat önce sıvıyı az tüketmek ve tuvalete gitmektir.
Mide yanması
Hamilelikte salgılanan hormonlar vücudunuzda istemsiz olarak çalışan tüm düz kaslarınızda bir gevşemeye ve yavaşlamaya neden olabilir. Bu yavaşlama sindirim sisteminizde de ortaya çıkar. Sonuçta midenizin boşalması gecikir. Mide içeriği özellikle yatar pozisyondayken yemek borunuza geri kaçabilir ve yanmaya neden olabilir. Bu rahatsız durum sizi uykudan uyandırabileceği gibi uykuya dalmanızı da güçleştirebilir.
Kramplar
Tüm gün boyunca bacaklarınız normalden daha fazla yük taşımak zorunda kalır. Eğer bunun yanısıra kalsiyum ve magnesyum eksikliği de varsa bacak krampları görülebilir. Kramplar da hamilelikte uyku güçlüğüne neden olabilmektedir. Eksikliği gidermek için yeterli kalsiyum ve magnezyum almak,kramp oluştuğunda bacak kaslarına masaj yapmak konunun çözümü için yeterlidir.
Huzursuz Bacak Sendromu
Son yıllarda giderek artan, bacaklarda ortaya çıkan, tam olarak tarif edilemeyen ve uykuya dalmaya engel olan garip duyu hissi, ağrı, karıncalanma, uyuşma ve çekilme olarak tanımlanır. Bacaklar hareket ettirilerek geçici bir rahatlama sağlanabilir. Toplumda %5-7 arasında görülür.Gebeler yattığında bacaklarındaki huzursuzluk hissinin harekete zorlaması nedeniyle uykuya dalamazlar, yataklarından kalkıp dolaşmak isterler. Aynı his gece yarısı uyanmalara ve uykuya dalma zorluğuna da yol açabilir. Bu hastalar uzun süreli istirahattan ve yolculuktan çok rahatsızlık duyarlar.Romatizmal hastalıklarla karışır. Ağrının hareketle azalması ve istirahat ile başlaması ayırıcı tanıdır. Bazı gebelerde gebelik sonrası ortadan kalkar. Bazı ağır durumlarda ilaç gerekebilir.
Nefes Darlığı
Hamilelik esnasında rahim büyüdükçe karın içi basınç artar. Karın ve göğüs kafesini birbirinden ayıran diyafragma yukarı itilir, buna bağlı akciğerlerin kapasitesi azalır. Nefes darlğı oluşur. Bu durum yatar pozisyonda iken artar.
American Uyku Bozuklukları Birliği, gebeliğe bağlı uyku bozukluklarını tanımlamışlardır. Buna göre durum aşırı uyku haliyle başlar ve ağır uykusuzluğa kadar ilerler.
Gebeler her ne kadar rahatsız olsalar da bu durumdan çok da şikayetçi olmazlar. Akla gelen ilk tedavi ilaç ve sakinleştiriciler olduğundan gebeler bu durumu danışmaktan kaçınırılar. Halbuki uykusuzluğu açıklayacak depresyon, apne nöbetleri, rahatsız bacak sendromu gibi nedenler yoksa yani durum fizyolojik 3.trimester uykusuzluğu ise bazı önlemlerle bu durum düzeltilebilir.
Sağlıklı Bir Uyku İçin
Sağlıklı uykuyu yaşayabilmek için; uyku ve uyanıklık zamanlarının ayarlanması, kafein alınmasının azaltılması, şekerlemelerin azaltılması yararlıdır. Ayrıca rahatlama tekniklerinin denenmesi, yatak odasındaki gürültünün azaltılması, sırt ağrıları için sıcak ve masaj uygulamaları, yastık desteği sağlanması fayda sağlar. Uyaranların kontrolünü sağlamak için sadece uykulu iken yatağa gitmek, sadece yatakta uyumak da fayda sağlar. Eğer bu teknikler yetersiz kalırsa doktorunuz tarafından verilecek bazı B grubu ilaçlarla çözüme ulaşılabilir.. B grubu ilaçlar gebelikte bebek üzerine etkisi olmadığı düşünülen ilaçlardır.
Gebelikte Nefes Alma ve Uyku Bozuklukları
Solunum sistemde gebelik esnasında mekanik ve biokimyasal değişimler oluşur. Özellikle gebeliğin son dönemlerinde hava yolları mukozası (hava yollarını örten deri benzeri tabaka) hiperemik, hipersekretuvar ve ödemlidir (şiştir). Bu durum horlamaya ve üst hava yollarında tıkanmaya neden olur. Bu durum horlamaya neden olabilir. Solunum kapasitesi azalır bu da oksijen depolarının azalmasına neden olur. Gebelikte 6 kat artan progesteron düzeyi solunum sayısının artmasına neden olur. Gebe kadında meydana gelen fizyolojik değişimler uyku anında solunumda düzensizliğe neden olur. Doğuma yakın dönemlerde sırt üstü yatarken anne kanındaki oksijen doygunluğu 90mm Hg altına düşer, bunun üzerine bir de düzensiz solunum eklenirse bebeğin oksijenlenmesinde ciddi problemler oluşabilir.
Horlama
Horlama üst solunum yolunun obstrüksüyonun kanıtıdır ve gebelerde daha sıktır. Son bir çalışmada horlama problemi olan 502 kadında yapılan çalışmada bu gruptaki kadınlarda gelişme geriliği, gebelikte hipertansiyon ve preeklampsi 2 kat daha sık bulunmuştur. Obstrüktif (tıkayıcı) uyku apne hastalığı olan kadınlarda durum gebelikte daha da kötüleşir.30-49 yaş arasındaki kadınlarda saatte 5 veya daha fazla apne periodu geçiren kadınların oranı %7.6 tespit edilmiştir. Bu durumda bebeğin hipoksiye girme(oksijensiz kalma ihtimalini ) arttıracağını unutmamak gerekir. Apne ancak bir kişinin bu duruma tanık olması ile tespit edilebilir. Son olarak, bu durumu yaşayan gebeler gündüz uykuya eğilim yaşarlar.
Uyku apne hastalığının ayrımında Polysomnography uygulamak (uyku esnasında kişinin tüm aktivitelerinin EKG,EEG göz hareketleri nöromusküler hareketlerinin, solunum sayısının oksijenizasyonun kaydedilmesi) gerekli olabilir.
Gebelikte Doğru Uyku Pozisyonu
Özellikle son aylarda sırt üstü yatmak oksijenizasyonu azaltır. Vücudun alt kısmından kirli kanı kalbe taşıyan vena kava inferior denen damara bası olacağı için kalbe dönen kan azalır, tansiyon düşer, nefes darlığı oluşur. Gebeyi de rahatsız eder uykusuzluğu artırır. Sol yan en ideal pozisyondur. Bu sırada bacakların arasına yastık almak rahat dönmenizi sağlar. Yatağında dar temas alanında vucudunuza destek vermesi gerekir.Ortapedik yatak bu konudaki en önemli yardımıcınız olacaktır. Vereceğiniz paranın gebelikte ve sonrasında vucudunuzun yenilenmesi sürecinin gerçekleştiği uykuyu size sağlayacağını unutmayın.
Yiyecekler ve Uyku
Mide yanması gebelikteki progesteron artışına bağlı oluşur. Artan hormon mide yemek borusu arasındaki kasları gevşetir ve mide içeriği kolayca yemek borusuna kaçar.Bu da yangı olarak hastayı rahatsız eder. Gece yatmadan önce gıda almamak ve bir miktar yüksek yastıkta yatmak bu sorunu çözer. Bu da işe yaramazsa doktorunuza danışın reflüyü engelleyen ve bebeğinize zarar vermeyen çok sayıda ilaç alternatifi mevcuttur.