Bağışıklık Sistemi Akademisi

Bağışıklık Sistemi Akademisi
Bağışıklık Sistemi Akademisi

İçindekiler

– Bağışıklık sisteminizin eğitilebilir olduğunu biliyor muydunuz ?

– Peki ya bu eğitimin daha doğduğunuz ilk saniyelerde başladığını söylesem ne dersiniz?

Sevgili  anne-babalar bunu değerli  hocamızdan  ilk duyduğumda ben de şaşırmıştım; Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Çocuk Gastronetroloji uzmanı Prof. Dr. Raşit Vural Yağcı.  Geçenlerde katıldığım  bir toplantıda çok ilginç,  bir  o kadar  da  muhteşem bir  sunumunu  dinleme fırsatım oldu. Kendisine verdiği bu güzel bilgilerden ve  bana  kattığı yeni  bakış  açısından dolayı çok teşekkür ediyorum ve konuyu anlaşılır bir dille sizlere de aktarmak istiyorum.

Bağışıklık sistemimizin, gerçekten de hayatımızda dönüm noktası olan 3 tane önemli eğitim aşaması var. Ve  biz  bu  aşamaların  birisinden bile  eksik  kalsak  ne yazık ki ömür  boyu  bunun  bedellerini  ödüyoruz. Hipotiroidi, Şeker Hastalığı(Diyabet), Multipl Skleroz(MS)  gibi Otoimmün hastalıklar, kanser, alerji, hatta Otizmden, Şizofreniye  kadar  birçok  hastalığın  günümüzde  daha  sık  görülmesinin  önemli  sebeplerinden  birisi  de,  bağışıklık  sistemimizin  bu eğitim aşamalarından  mahrum  kalmasıdır.

Eğitim Aşamaları:

1. Normal Doğum

Annenin genital bölgesi ve bu bölgenin anüs(makat) ile olan yakın komşuluğunu da  düşündüğümüzde,  eğer  basit  bir  mantıkla  bakarsak,  “Doğduktan sonra el bebek-gül  bebek büyüttüğümüz yavrumuz, nasıl olur da bu kadar pis bir bölgeden doğabilir? ”  sorusu aklınıza gelebilir. Ancak ilginç bir şekilde doğa-yaradan normal doğumun bu bölgeden olmasını uygun görmüş. Acaba neden?  Annenin genital bölgesinde flora dediğimiz milyarlarca bakteri var ve çocuk normal doğumla doğum kanalından çıkarken, bu milyarlarca bakteri çocuğun ağız yolları aracılığıyla midesine oradan da bağırsaklarına, yani tüm sindirim sistemine yayılıyor ve bağışıklık sisteminin ilk eğitimi işte bu  şekilde normal doğumda başlıyor. Ne yazık ki gerek çocukluktan  itibaren zihnimize işleyen korkular, gerek daha önce yaşanmış kötü tecrübeler, hepsi bir araya gelerek bayanları normal doğumdan daha çok, sezeryana yönlendirmekte, bazen de tabi ki tıbbi  gerekliliklerle sezeryan yapılabiliyor. Ancak sebep ne olursa olsun, normal doğumla doğmayan bir bebeğin, ne yazık ki Bağışıklık Sistemi Eğitim  Akademisindeki  ilk dönem derslerini kaçırdığını açık yüreklilikle söyleyebiliriz.

2. İlk 6 Ay Sadece Anne Sütü

Diyelim ki şanslısınız ve normal doğumla doğdunuz, bağırsaklarınıza çok değerli olan faydalı bakteriler yerleşti, bağışıklık sistemi için eğitim başladı. Ancak bu  tek  başına  yeterli  değil, bu eğitimi çok daha düzgün bir şekilde sürdürmek ve geliştirmek gerekiyor. Burada en önemli faktör yine prebiyotik ve probiyotiklerden son derece zengin, bağırsak florasının gelişimine katkıda bulunan özel içeriği ile, anne sütü tartışılmaz en  büyük  yardımcınız. İlk 6 ay sadece anne sütü ile beslenen bebeklerin ileride daha az hastalanması, alerjik,  romatizmal ve otoimmün hastalıklara,  kansere  daha  az  yakalanmasındaki ana  faktör, anne  sütünün  bağışıklık  siteminin  gelişiminde  yarattığı  denge  unsurudur. Yani ne çok  güçlü-ne  çok  zayıf,  doğru  zamanda,  doğru  tepkiler  vermeyi bilen aklı başında bir bağışıklık sistemi.

3. Enfeksiyon Geçirmek

Evet şanslıysak normal doğumla doğduk, ilk 6 ay anne sütüyle de  beslendik. Hatta çok şanslıydık 1-2 yaşa kadar emmeye devam  ettik. Hep  anneler  bebeklerinin  hastalanmasından,  ateşlenmesinden  korkarlar,  hatta  basit  soğuk  algınlığına  bağlı  öksürük  ve  nezleden  bile  endişe  duyarlar. Sizi  anlıyorum,  bebeğiniz  için  üzülüyorsunuz,  ancak  bir çocuğun  hastalanmadan  büyümesi  normal  bir şey  değil ki.  Siz  onu ne  kadar  cam  fanusta  büyütürseniz  büyütün, eğer  şimdi  hastalanamazsa okula  başladığı  zaman  hastalanacak. Özellikle  basit  soğuk  algınlıkları,  bağışıklık  sisteminin egzersizidir,  savaşa  hazırlıktır, doğru  yerde  doğru  zamanda  doğru  tepkileri  vermesi  için  önemli  bir  eğitim  aşamasıdır.  Eğer  biz  bunlara  hemen  antibiyotik  başlarsak, işte  o zaman  bağırsak  florasını  bozarak, doğru  tepkiler  vermesine  de  engel  olmuş  oluruz. Ne kadar basit virüs enfeksiyonu  geçirir ve hastalığı antibiyotiksiz atlatırsak, bağışıklık sistemi de o kadar güçlü ve aynı zamanda da o kadar dengeli olur. Sonuç  olarak basit  soğuk  algınlıklarına  üzülmeyelim,  çocuklarımızı her şeyden  korumak  için  aşırı  titiz  davranmayalım  ve bu tip  basit soğuk  algınlıkları  ve  virüs  enfeksiyonlarında  hemen  antibiyotik  başlamayalım. Lütfen  bu  konuda  doktorunuzla  işbirliği  içinde  olunuz.

Son  yıllarda  yapılan  bazı  çalışmalar sezeryan doğumlardan sonra veya eğer anne sütüyle beslenemiyorsa, gerek bebek  mamalarının içinde, gerek dışarıdan toz takviyelerle probiyotik verilmesini önermeye başladı. Antibiyotik kullanımı sırasında veya kullanımdan sonra gerektiğinde yine probiyotik takviyelerle bu kaybettiğimiz hasarı belki en aza indirmek mümkün olabilir.

Normal doğum  sancılarının zihnimizdeki korkulardan kaynaklandığını  biliyor  muydunuz? Daha detaylı  bilgi  ve  ağrısız  doğum  seçenekleri  için aşağıdaki video ve makaleleri inceleyebilirsiniz.

Normal Doğumla İlgili Negatif Algılarımız

Doğuma Hazırlık – Öze Dönüş

Doğum Yolculuğunuzu Şölene Çevirebilirsiniz

Doğum Yolculuğuna Korkularla Çıkmayın

Doğum Koçluğu

Sağlıklı nesiller ve sağlıklı günler diliyorum.

Eğer  siz de  Sağlıklı Nesiller  yaratılmasına  bir  nebze  olsun  katkıda  bulunmak  isterseniz, bu  önemli halk bilgilendirici  yazıyı  lütfen olabildiğince  sosyal  medya  ortamlarında  paylaşın, arkadaşlarınıza  mail  atın.

Sosyal  Medya paylaşımları için  makale  altındaki  Facebook,  Twitter  ve  ogle+ düğmelerini  kullanabilirsiniz.

1 Yorum

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here