Düzensiz Rahim Kanamaları

Düzensiz Rahim Kanamaları
Düzensiz Rahim Kanamaları

Düzensiz Rahim Kanamaları Ne Demek İster?

İlk bakışta erkekler için cazip gözüken bu durum yüzyıllardır erkekler tarafından desteklenmiş, toplumsal bilinç altında erkeğe boyun eğmek kabul görmüştür.
Çağlar boyunca özgürlüğü için savaşan insanoğlu, kadını erkeğin egemenliği altına alarak kendine de zulmetmiştir. Aşağıdaki örnekten de anlaşılacağı bağımsızlığından vazgeçen kadın çoğunlukla kuruyup solar. Meyvesi ve gübresi olmayan bir ağaç gibi cılız kökleriyle ancak toprağa tutunup kalmıştır.

28 yaşında 2 çocuk annesi bayan Z.Ç 10 gündür süren fazla miktarda kanama şikayetiyle geldi. Çok gergin bir şekilde muayene olan Z.Ç nin jinekolojik muayenesi ve ultrasonografi sonucunda kanamayı izah edecek bir sorun gözükmüyordu. Hastanın çok gergin ve endişeli olduğunu fark ettikçe ‘yolunda gitmeyen neler var ki rahmin kanlı gözyaşları akıtmaya başlamış’ diye sorduğumda.

Göz pınarlarından da yaşlar süzülmeye başladı. “Aslında bir şey yok ama birikim herhalde” diye söze başladı ağlayarak.

Z.Ç’nin hikayesi

Z.Ç 19 yaşında halasının oğluyla aşk evliliği yapmıştı. Baba evinden “bak kızım küçüksün, cahilsin, kocanın sözünden dışarı çıkma, yüzümüzü kara çıkarma” diye uğurlanmıştı.

Z.Ç okumayı çok istemesine rağmen ilkokuldan sonra babası izin vermemişti. İlerleyen yaşlarda birtakım kurslara gitme isteğini de babası sakıncalı görmüş. Z.Ç mutlak bir itaatle kabul etmişti. Annesinin babasına herhangi bir fikrini söylediğini savunduğunu hiç görmemişken bir erkeğe itiraz olabileceğini hiç düşünmemişti bile.

Hala oğlu da bu duymalarla? büyümüş, aşık olduğu eşinin ‘insan’ olduğunu, istek ve arzularının, ihtiyaçlarının olabileceğini hiç düşünmemişti. Z.Ç giderek makineleşmiş, görevden ve eşini memnun etmekten başka gözü bir şey görmez olmuştu. Bedenini, zihnini, kalbini, kadınlığına kadınca istek ve arzuların sesine kapamıştı. Bu durum eşi ve çevresi tarafından avantaj gibi gözükse de Z.Ç nin tüm benliği ve bedeni adına hiç de avantaj sayılmazdı.

Her erkek gibi Z.Ç nin eşi de kadının kendini adamışlığından gayet memnundu. Ancak insanın yaradılışına aykırı olan bu durum evde çatışmalara Z.Ç nin bedeninde kanlı gözyaşlarına yol açmıştı.
Kanamayı kesmek için medikal tedavi uygulayacağımı ancak bunun geçici bir çözüm olduğunu Z.Ç ve eşine anlattım.

Z.Ç nin aile ve yaşam içinde insanlık onuruna uygun hisleri barındırmadığı sürece bedenin bu tür tepkiler verebileceğini çift olarak destek almaları gerektiğini anlattım. Özellikle erkek eş “haklısınız Z.Ç nin psikolojisi bozuk!” diyerek ayrıldılar.

Durumu öğrenmek için Z.Ç yi aradığımda eşinin kanamayı kesecek başka bir doktora gitmek noktasında Z.Ç yi ikna! Ettiğini öğrendim.

Bana Z.Ç nin eşinin tutumu hiçte şaşırtıcı gelmedi. Bunca yıllık saltanatından olma ihtimalini göze almak istememişti. O halde şimdilik Z.Ç nin ikide bir kanamalarının zamanla çok daha büyük sıkıntılarını göze alacaktı.

Beni en çok düşündüren Z.Ç nin tavrı oldu. Eşi egemenliğinden vazgeçmezken o da kula kul olmaktan vazgeçmiyordu.

Oysa sorunun çözümü ortadaydı. Birlikte sürdürecekleri yaşamın, taraflardan hiçbirinin diğerine egemenliği veya köleliği olmadan bir arkadaşlık, yoldaşlık niteliği taşımasıydı.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here