Çocuğunuza Okulu Sevdirecek İpuçları

Çocuğunuza Okulu Sevdirecek İpuçları
Çocuğunuza Okulu Sevdirecek İpuçları

Okulu sevmeyen çocuklarda ilk aklımıza gelmesi gereken şey; ” Acaba çocuğun okul olgunluğu yeterli mi? ” Bu aşamaya gelmeden sorunu önlemek için de mutlaka okul  olgunluğu testleri yapılmalı.

Çocuğun yaşamında okul

Okul, sosyalleşme sürecinde ilk temel toplumsal kurumdur. Bu kurum belirli öğrenme kalıplarının gerçekleştirilmesi sorumluluğunu taşır. Bir sosyal kurum olan okulun, sosyalleştirme süreci içinde iki önemli işlevi vardır. Bunlardan birincisi, kendi başına bir takım öğrenme tiplerini gerçekleştirme sorumluluğu; ikincisiyse, diğer sosyal kurumların boşluğunu doldurma görevidir. Okulun bu birinci işlevi, herkesçe bilinen öğretim görevini içerir. Okul, her bireye iş ya da bilim dünyasında gerekli olan sayısal sembol ve kavramlarla, değerleri kazandırır. Okulun ikinci işlevi daha farklı bir boyutu içermektedir. Aile ve arkadaş çevresi çocuğa, öteki bireylerle çalışma ve oynama alışkanlığını kazandırırken, okul bir toplumsal kurum olarak bu alışkanlığı sürdürür.

Modern toplumlarda eğitimciler, öğretmenler ve ebeveynler sürekli olarak çocukların daha başarılı olmaları için çareler aramaktadırlar. Bunun için de başarısızlıkların nedenlerini belirleyip, önlemler almaya çalışmaktadırlar. Bu çalışmalar toplumsal ve bilimsel alanda hızla gerçekleşen gelişmelere uyum sağlama amacına yöneliktir. Uyum sağlanabilmesi yüksek düzeyde zihni faaliyeti gerektirir. Zihnin gelişmesinde en önemli etken ise, onun sürekli yeni bilgilere açık ve karmaşık problemleri çözmeye hazır bir işlerlik içinde tutulmasıdır.

Okula hazırlıklı olmak ne demektir?

Okuma öğreniminde iki yön vardır. Tek tek harfleri tanıma, gruplaşmış harfleri tanıma. İlki 3-4 yaşında küpler, resimler aracılığıyla başarılabilir. İkincisinde, harfleri birleştirmek ve anlamını kavramak söz konusudur. Bunun için daha fazla zihinsel olgunluk gerekir ki, bu da belirli bir süre ister. Çünkü ” yazılı sembollerden anlam çıkarma” olarak tanımlanan okuma, oldukça karmaşık bir olgudur. Kısaca harfleri tanıma ve gerçek okuma arasında kalan zaman içindeki gelişim, çocuğu okul için olgunlaştırır.

Okula başlama zihinsel, bedensel, duygusal ve sosyal açıdan bir “hazırlıklı oluşu” gerektirir. “Hazırlıklı oluş”, “Çocuğun herhangi bir duygusal zorluğa uğramadan, kolayca yeterli bir şekilde öğrenebileceği dönem” olarak tanımlanır.

Okula hazırlıklı olmayla ilgili gelişim alanları

1- FİZYOLOJİK; Tüm yönleriyle gelişme, normal fiziksel büyüme

  • Kronolojik Yaşı
  • Boy ve Ağırlık
  • Cinsiyet
  • Görsel Algı
  • İşitme Algısı
  • Hareket Algısı
  • Diğer Beden işlevleri

2-  SOSYAL; Diğer insanlarla başarılı ilişki kurabilme
3-  DUYGUSAL; Çevresi ile bağımsız bir şekilde ilişki kurabilme yeteneği
4-  ZİHİNSEL; Günlük yaşantılardan bilgi ve anlayış kazanma
5-  DİL; Başkaları ile rahatça iletişim kurabilme

Okul – okuma hazırlığında rol oynayan temel faktörler

1- FİZYOLOJİK FAKTÖRLER

Çocuğun yaşına uygun bir beden gelişimine sahip olup olmadığı, görme, işitme ve sinir sisteminin yapısında herhangi bir bozukluğunun bulup bulunmadığının belirlenmelidir. Çünkü çocuğun beslenmesi, genel gelişimi ve sağlıklı olup olmadığı okula uyumu ve öğretmenin talimatlarını yerine getirebilmesinde büyük önem taşımaktadır.

2- ZİHİNSEL FAKTÖRLER

Zeka en önemli faktördür.

3- ÇEVRESEL FAKTÖRLER

Ev çevresi, çocuğun yaşamının ilk beş yılında en önemli temel eğitim kurumudur. Ev çevresi denildiğinde üzerinde durulması gerekenler şunlardır:

  • Ekonomik koşullar
  • Oyun ve sosyal deneyim için olanaklar
  • Evdeki konuşma ortamı
  • Okuma-yazmaya karşı tutum
  • Çocuğun güven ve kişilik gelişimi etkileyen anne-baba ilişkileri bakımından ayrı yaşamın nitelikleri
  • Televizyon, bilgisayar vb. görsel işitsel araçlar

4- DUYGUSAL FAKTÖRLER

Yaşamın ilk yıllarında çocuğun anne-babasıyla kurduğu ilişkiler gelecekteki sosyal ve duygusal ilişkilerinin temelini oluşturur.

Okula hazırlık, verilen yönergeyi anlama ve uygulamayı başarmadır.  Okula yeni başlayanlar 1. sınıf talimatlarını anlamaya hazırlıklı olmalıdırlar. Okul görevlerine yardımcı olan başlıca faktörler, çocuğun dildeki başarı ve becerileri, görsel ve işitsel algılama, adale koordinasyonu, hareket becerileri, sayı bilgisi, talimatı izleyebilme ve grup faaliyetlerine ilgi göstermesidir.

  • Talimatları anlama ve başarma önemlidir.
  • Altı yaşındaki çocuğun anne – baba ve ev telefonunu biliyor olması gerekir.
  • Bilişsel ve fiziksel yönlerden okula hazır olması gerekir.
  • Çocuğun yaşını dolduruyor olması tek kriter olmamalıdır. Ancak okula başlamada yaş önemlidir, okula erken verilmemelidir.
  • Çocuk çok zeki diye okula erken yazdırılmalı mı? Okula başlamak için sadece okuyor olmak yeterli değildir, çocuğun sosyal ve ruhsal gelişimi de önemlidir.
  • Sırasında oturabiliyor, öğretmeninin yönergelerini dinleyebiliyor, kalem tutabiliyor olmalıdır.
  • İnce motor gelişiminde kalemle neler çizebildiği önemlidir.
  • 4 yaş: Tek obje dönemidir, çocuk bir sayfaya bir resim çizer.
  • 5 yaş: Kompozisyon dönemidir. Çizdiği resme baktığımızda bir konu vardır. Çizdiği resimde güzellik ve yetenek önemli değildir ancak baktığımızda ne çizdiğini anlamamız gerekir: Ev, güneş, çiçek, bulut, çocuk, araba gibi.
  • Kompozisyon dönemi bitince 51/2 – 6 yaşında çocuk harf ve sayı çizmeye başlar.
  • Akademik bilgi veren anaokullarında sürekli harf ve sayılar öğretiliyor. Çok tekrarla öğrenebilirler ama kompozisyon çizimleri olmadan sayılar ve harfler öğretildi ise sonrasında ilerleme olmuyor.
  • Biz yetişkinler bakınca kağıt kalemle çizmeyi sevmiyor, sevmediği için çizmek istemiyor zan ediyoruz.

Okul öncesinde bunlara dikkat edilmelidir

  • Benim önerim okul öncesi sınıfında yani 60-72 aylar arasındaki çocuklara okul olgunluğu testlerinden biri yapılmalı, test sonucunda hangi alanda sorun varsa o yıl içinde bu bölüm ile ilgili çalışılmalıdır.
  • Çocuk yılın sonunda yani Haziran ayında dönem biterken okula hazır olmalıdır.
  • Yaz tatili sürecini verimli kullanmalı, bu süreçte çocuklarımızın hazır bulunuşluk seviyelerini artırmalıyız.
  • Bol bol resimli hikaye kitapları okumalıyız. İfade edici dili geliştirmek için çocuğun iletişime geçebileceği, kendi duygu ve düşüncelerini ifade edebileceği ortamlar hazırlamalıyız. Çocukla çeşitli konularda sohbet edip, kelime hazinesinin ve dil becerisinin gelişmesini sağlamalıyız.
  • Hikaye oluşturma ve hikaye tamamlama oyunları oynayabiliriz. Çeşitli konular vererek resimler yapmaları, düşüncelerini resimlerle ifade etmeleri için onları yönlendirebiliriz.
  • Sınırlı boyamalar yapmasını sağlayabiliriz. Nesneler arasındaki benzerlik ve farklılıkları bulma oyunları oynayabiliriz.
  • Yaşıtları ile sosyal ilişkilere girebileceği ortamlara girmesi için fırsatlar yaratabiliriz.
  • Kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için fırsat vermeli, kişisel sorumluluklarını yerine getirmelerini sağlamalıyız. İhtiyaçlarını erteleyebilme becerisi ve sabrı geliştirmelerini sağlamalıyız.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here